7 Kasım 2014 Cuma

Şapka - Fes (Başlık)

Tepesi düz, genellikle kırmızı, püsküllü, silindirik şapka. İsmini başlıca üretim merkezi olan Fas'ın Fes şehrinden alır. Başta Osmanlı İmparatorluğu olmak üzere birçok Müslüman ülkede kullanılagelmiştir. Yaygın olarak kullanılan kırmızı rengini kızılcık boyasından alır. Bununla birlikte hemen hemen her renkte ve desende fes üretilmektedir.

1829'den 1925 yılına kadar kullanılan fesi Tanzimat döneminde İstanbul'da sivil ve asker bütün görevliler giymiş, sarık yalnız bilginler ve din adamları tarafından kullanılmıştır. Taşrada, sarık tercih ediliyordu, bu sebeple halk, fesli ve sarıklı olmak üzere ikiye ayrılmıştı. Fesin yüzyıllar boyu kullanılan sarığın yerini alması önemli bir yenilik olmuştu, bu yüzden imparatorlukta lehte ve aleyhte birçok görüş ileri sürüldü. Fes için ayrı bir bakanlık kuruldu, yayınlanan fes nizamnamesi ile fesin nerelerde giyileceği, kimlerin ne tür fes kullanacağı belirlendi. İstanbul'da Defterdar ‘da bir fabrika kurularak fes yapımına başlandı. Zamanla fes imparatorluğun her köşesinde yaygınlaştı.

TBMM 25 Kasım 1925'de Şapka Kanunu çıkardı ve yüzyıllardır kullanılagelen fes, sarık ve benzeri başlıklar yasaklandı. Türkiye Büyük Millet Meclisi azaları ile idaresi umumiye ve hususiye ve mahalleliye ve bölümün müesseseye mensup memurin ve müstahdemin Türk milletinin iktisa etmiş olduğu şapkayı giymek mecburiyetindedir. Türkiye halkının da umumi serpuşu şapka olup buna münafık bir itiyadın devamını hükumet meneder. Buna göre sarık ve fes kullanımının alışkanlık haline getirilmesi suç olduğu gibi şapka giymemekte kanuna göre suç sayılmaktadır.

Fes, geçmişte Osmanlı İmparatorluğunun parçası olan ülkelerde, birçok Müslüman ülkede, bazı Afrika ülkelerinde, Hindistan ve Pakistan'da yaygın olarak kullanılmıştır. Günümüzde kullanımı oldukça azalmıştır. Pakistan’da fes, hilafet yanlılığının göstergesidir. Pakistanlı politikacı Navab zade Nasrullah Han, 2003'teki ölümüne dek fesini çıkarmamıştır.


Britanyalı meşhur merhum komedyen Tommy Cooper, 'püskülü öne gelecek şekilde ters taktığı fesi' ile meşhurdur. Askerliğini Orta Doğu'da yapmış olan Cooper, Mısır'daki bir sihirbazlık gösterisi esnasında şapkasını kaybedince, garsonlardan birinin fesini ödünç almıştır. İzleyicilerin çok hoşuna gittiğini görünce fesini o günden sonra sürekli kullanmıştır. 



Şapka Tarihi

Şapka kullanımının eski Mısır ve Yunan zamanında bulunan mezarlarda erkeklerin giydiklerine rastlanılmıştır. MÖ 3200 yılında Mısırda erkelerin başlarında tüyler, krallarının ise taçlar ya da peruklar üzerine geçirilmiş bezlerin olduğu bilinmektedir. MÖ 3000 yıllarında Girit adasında yaşayan Minosluların başlarında uzun sivri tepeli şapkaları, Asurluların kendilerine özgün yuvarlak şapkaları vardı. Eski Yunanistan’da şapkayı yoksullar giyer ve o tarihlerde bu yoksullara Pet Asos denirdi.

Eski Roma imparatorluğunda ise durum tam tersine şapkayı zenginler giyerlerdi. Yoksulların ve kölelerin giymesi yasak olan şapka, ancak kölelikten kurtulunca özgürlüğün simgesi olarak konik şapkaları giyerlerdi. Ortaçağda deri şapkalar takılmaya başlanmıştır. 11. yy ‘a kadar sürecek Hristiyan geleneğinde kadınların başlarını örtmek için vual kullanılır, daha sonra vual yerini tepesi sivri kukuleta, boynu ve omuzları örten yüzü açıkta bırakan başlıklara dönülür.

Doğu toplumları şapkadan daha uzaktırlar ve genelde saçlarını süslemektedirler. MS 11 ve MS 13 yüzyıllarda yapılan haçlı sevenleri sonrasında, doğudaki bu saç süsleme kültürünü Batıya taşınmasına neden olur. Batılı kadında saçını taş ve boncuklarla süslemektedir. 15.yy’da çeşitler ve renkler artmaya başlar. İngiltere kralı 8. Henry’nin portreleri 16.yy’da kral şapkalarının da çeşitlendiği gösterir. Bu şapkalar ya büyük tüylü bereler ya da büyük kenarlı dırlar. 17.yy’da İngiliz şövalyelerinin kullandıkları şapkalara Sombrero denilirdi. Bunlar hem geniş kenarlı hem de tüylerle süslüdür. Yine bu yüzyılda bayan şapka moda evlerinin açılmaya başlanıldığını görürüz ilk 1529 yıllarındaki kayıtlarda Milan ve kuzey İtalya’da hasır, şerit vb materyaller kullanarak şapka yaparlardı.  “Millaners” denilirdi.

O zamanlar çok moda olan bu şapkalar daha sonraları İsviçre ve İtalyan hasırlar yerini emitasyon hasırlara bırakmıştır. Günümüzde kullanılan bere yine bu devirlerde İtalyanlar ve Fransızlar tarafından yapılmıştır. Bunlar genelde kâğıt, kuru ot ve at kılından yapılmıştır. 18.yy peruğun altın çağıdır. Kadınlar kule biçimde topladıkları saçlarını biblolarla süslerdi. Fransız devrimi hem erkelerde hem de kadınlarda saçlarda bir sadeleşme getirmektedir.


1950’lerde hazır giyim dünya modasında hızla yerini alırken şapkada ona uygun olarak değişim sürecine girmiş ve değişime uğramıştır. 1960’larda saçlar iyice açılmaya başlamış şapkanın yerini kuaförlerde yapılan boyalar ve yine kuaförlerde sıkılan saç spreyleri almıştır. Fakat bu akında çok kısa sürmüş ve yerini doğallığa bırakmıştır. 

Atatürk Ve Şapka İnkılabı

Şapka Devrimi; Türkiye Cumhuriyetinde şapka giyme zorunluluğunu getiren yasayla gerçekleştirilmiş kılık-kıyafet değişikliğidir. 25 Kasım 1925 tarihinde gerçekleşmiştir.

2.  Mahmut döneminde kabul edilen serpuş (baş örten) örneği Tunus-Cezayir Müslümanlarıyla bazı Rumlar tarafından kullanılan fes olmuştu. Yanı sıra poçu, kavuk, sarık, üsküf, külah, kalpak da gündemde kaldı. Tanzimat’tan sonra setre, pantolon gibi batılı giysi örnekleri yavaş yavaş yürürlüğe girdi, İstanbul’un, redingot gibi de üst giysileri moda oldu. Sonunda bütün kıyafet ögelerine alışılmış gibi olma düzeyinde, şapka; kafirlerin, Hristiyanların, başka dinden azınlıkların ayırıcı niteliği gibi görünmeye başlandı, öyle gösterildi. Bu bağnaz (mutaassıp) nesnelcilik, temelde hiçbir değer taşımadığı halde halkın, kamuoyunun şapkayı dışlayıp yadsımasına neden olmuştu. Atatürk, kamuoyunun direncini ya da kabul ediş hızını gözlemek için çıktığı Kastamonu-İnebolu gezisinde bir Panama şapkası giydi. Gerekli konuşmalarla vakti gelmiş bir düşüncenin uygulanmasına girişti. Medeni ve beynelmilel kıyafet bizim için çok cevherli, milletimiz için lâyık bir kıyafettir; onu iktisa edeceğiz. Ve bittabi bunların mütemmimi tamamlayıcısı olmak üzere başta siper-i Şems’i serpuş (başlık), bunu açık söyleyeyim. Bu serpuşun ismine şapka denir, dedi  (Ağustos 1925, Söylev ve Demeçler II). Halkın karşı koymayan uyumu ve hemen uygulaması iki ay sürdükten sonra önce devlet memurları için, sonra bütün uyruklar için yasal zorunluk kondu, kısa sürede yayılıp tutundu. Bu arada bazı görevlere (din adamlığı) iş sırasında giyilecek özel kıyafet ayrıcalıkları da tanınmıştı. Sonradan törenler ve toplantılar için (mahkemelerde yargıç, savcı, avukatlar, üniversitelerde görevli öğretim üyeleri için) ayrı yönetmelikler hazırlandı.


Yasalar, çeşitli Anadolu illerinde protestolara neden oldu. Yasanın kabul edildiği gün Erzurum'da protesto gösterileri oldu ve bu ilde bir ay sıkıyönetim ilan edildi. Tutuklananlardan 13 kişi idama mahkum oldu.[4] 24-25 Kasım tarihlerinde Kayseri'de Şeyh Ahmet Efendi ve dört arkadaşının yönlendirmesi ile büyük bir yürüyüş yapıldı, 300 kişi tutuklandı. Şeyh Ahmet Efendi ve dört arkadaşı İstiklal mahkemesinde yargılanarak idama mahkum edildi. 25 Kasım günü Sivas'ta duvarlara şapka aleyhine afiş ve bildiri asılması nedeniyle şehrin bütün muhtarları tutuklandı; suçsuzluğu anlaşılanlar beraat etti; ulemadan İmam zade Mehmet Necati Efendi ile Abdurrahman Efendi idama mahkum edildi. Rize'de on gün kadar süren olaylar sonucu 143 kişi tutuklandı; içlerinden 8 kişi idama mahkum edildi. Maraş'ta ise Camii-i Kebir etrafında toplanıp "Şapka İstemeyiz" diye bağıranlar tutuklandı, 5 kişi idama mahkum oldu. İstanbul'da özellikle Fatih semtinde yaptıkları konuşmalarla halkı isyana teşvikle suçlanan çok sayıda kişi tutuklandı ve sanıklar Ankara'da yargılandı.


Şapka Ve Türleri

Başa giyilen veya takılan, pek çok farklı türü olan aksesuar. Başı sıcaktan, soğuktan veya yağıştan korumak amacıyla giyilen bir aksesuardır.


Şapka Çeşitleri

      Fötr Şapka;  Şapka, çanta, çiçek ve başka süs eşyası yapmak için kullanılan ince ve yumuşak keçe kumaşından yapılmaktadır.

Yirminci yüzyılın başlarında fötr, şıklığı, takanın başını rüzgardan ve hava şartlarından koruması ve kullanılmadığı zaman katlanabilmesi gerçeğiyle şehirlerde popüler hale gelmişti. Şapka, genelde yasak bölge gangsterleri ve onları adalete teslim etmeye çalışan dedektif gibi terimlerle özdeşleştirilmişti. Fötr ’ün popülerleşmesi çok sayıda farklı stilin ortaya çıkmasını sağladı. Fötr şapkalar neredeyse akla gelebilen tüm renklerde bulunabilmektedir, ancak siyah, gri ve kahverengi gibi renkler daha çok kullanılmaktaydı.
Melon şapka gibi fötr şapka da 1950 sonları-1960 başlarında gözden düştü ve popülaritesi azaldı, daha rahat giyimiyle bilinen batı yakasında şapkanın beğeni kaybetmesi bu tarihten de önce oldu. 1950 başlarında klapa yakaların ve kravatların incelmesi, küçük siperli şapkalara geçişle sonlandı ve bu fötr şapkalarda er geç gereksiz bir parça olarak görülmesine yol açtı.

 
        Melon Şapka;  1850 yılında bir İngiliz olan Thomas William Coke tarafından yaratılan, asıl amacı at üzerindeyken alçak ağaç dallarından korumak olan, içi ve kenarlığı sert takviyeli bir şapka türüdür. Şeklen fötr şapkayı andırsa da ondan çok daha sert olup, üst kısmı içe girintili değil dışa bombelidir. 1960 yıllarına kadar dışarı çıkarken ayrılmaz bir giyim parçasıydı ama sonra popülerliğini kaybetti.

       Silindir Şapka; melon şapkaların tepe kısmının diğer şapkalara göre daha uzun ve silindir biçimi, kenar kısımları daha kısa olan şapka çeşididir. Tepe kısmı silindir parçasından yapıldığı için "silindir şapka" denmektedir.


        
Kovboy Şapkası;  Genelde "Meksika Şapkası" olarak bilinen; Güneşin yüze gelmesini en iyi engelleyen şapka çeşitlerinden biridir. İlk olarak Meksika'da kullanılmaya başlanmış, ardından İspanya aracılığı ile tüm dünyaya tanıtılmıştır. Kovboyların üstü uzun, etrafı ise oldukça geniştir.Kuzey Amerika'nın güney batısında bulunan kovboylar da; sombrero'ları değiştirip kovboy şapkası haline getirmiştir.Sombrero ismini; İspanyolca gölge manasına gelen "Sombra" dan alır; zira takılması halinde yüzünüzde her zaman gölge olur.